Teklifin tümü üzerinde kelam alan Dışişleri Kurulu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, Türkiye’nin dış siyasetini belirlerken ülkenin ve milletin menfaatleri temelinde hareket ettiklerini ve ortak akılla çalıştıklarını söyledi.
Yeni bölgesel ve global dengelerin oluştuğunu, yeni güç odaklarının ortaya çıktığını, geçmişte yegane belirleyici olan güçlerin giderek memleketler arası arenada bu yeteneklerini kaybetmekte olduklarını tabir eden Oktay, ABD ve Avrupa Birliği başta olmak üzere, klasik güç odaklarının yaşanan global gelişmeler ve krizlerle başa çıkmakta ekonomik, siyasi ve en kıymetlisi ilkesel olarak yetersiz kaldığını gözlemlediklerinin altını çizdi.
Batılı ülkelerce terörle çaba mazeretiyle öteki terör örgütleriyle işbirliği yapıldığını, söz özgürlüğü mazeretiyle en kutsal bedellerin ayaklar altına alınmasına seyirci kalındığını ve memleketler arası hukukun hiçe sayıldığına dikkati çeken Oktay, bugün Fransa’da yaşanan olayların, Fransa’nın geçmişte yaptığı büyük yanlışların bir sonucu olduğunu vurguladı. Fransa’daki şiddetin bir an evvel sona ermesini ve sağduyunun hakim olmasını dileyen Oktay, “Her fırsatta bizlere demokrasi ve söz özgürlüğü konusunda ders vermeye çalışan memleketler arası topluluğun, toplumsal medyada algı oluşturmaya çalışanların, meydanlarda 24 saat canlı yayın yapanların, husus Fransa yahut Batılı ülkeler olduğunda seslerinin çıkmadığını görüyoruz; bunu da son derece manidar buluyoruz.” dedi.
Oktay, dış siyasette yerli ve ulusal bir duruş sergileyen Türkiye’nin birebir vakitte dünyanın çabucak her köşesinde varlığını göstermiş milletlerarası bir aktör haline geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“İLKESEL BİR DIŞ SİYASET İZLİYORUZ”
“Türkiye bugün Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya kadar dünyanın birçok coğrafyasında yeri geldiğinde arabuluculuk, yeri geldiğinde yapan bir rol üstlenmektedir. Hem bölgemizde hem dünyada çözümsüzlüğün değil, tahlilin modülü olmaktadır Türkiye. İşte bu vizyonla Türkiye’nin dünyadaki aktifliğini artırma teşebbüslerinin son derece başarılı olduğunu da gözlemliyoruz. Türkiye’yi sevseler de sevmeseler de bir noktada Türkiye’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşlerine başvurma ihtiyacını duymaktadırlar. Biz ilkesel bir dış siyaset izliyoruz, prensiplerimizin temelinde de Anadolu’nun, Türkiye’nin, milletimizin menfaatleri ve çıkarları vardır. Bu çıkarlara uygunsa işbirliği yaparız, çıkarlarımıza aksi düşüyorsa gerekirse bedeli ne olursa olsun sonuna kadar gideriz. Suriye, Mısır, Ermenistan, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İsrail’le ilgilerimizi bu anlayışla geliştirmekteyiz.”
CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, AK Parti iktidarlarının dış siyasetini eleştirerek, Türkiye’nin dış siyasetinin oluşturulmasında artık kurumların rastgele bir rolünün kalmadığını öne sürdü.
Dışişleri Bakanlığının profesyonel takımlarının öngörülerine, telkinlerine ve değerlendirmelerine uzun bir müddettir kulak verilmediğini savunan Tan, “Dış siyasetimiz siyasi önderlerimizin şahsî heyecanları çerçevesinde belirleniyor. Bütün bu kararlar şahsî tabanda alınıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan hayatın her alanında olduğu üzere dış siyasetin belirlenmesinde de tek kelam sahibi, kimseyi dinlemiyor, kimseye itimat etmiyor. Halbuki şahsî akılla belirlenen ve yürütülen dış siyaset öngörülebilir değildir, risk ve güvensizlik barındırır.” diye konuştu.
MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, Türkiye Cumhuriyeti’nin hâkim bir devlet olduğunu ve bu egemenliğin yalnızca kelamda, teoride kalmadığını ve ete kemiğe büründüğünü belirtti.
“COĞRAFYAMIZ GÜÇ VE ÇETİN”
Türkiye’nin artık bölgesinde kriz nedeni değil, kriz çözen bir ülke pozisyonunda olduğunu anlatan Aydın, “Gerçekten coğrafyamız güç ve çetin. Balkanlardan Orta Doğu’ya ve Güney Kafkasya’ya varıncaya kadar sorunsal bir alanda yaşıyoruz ancak Allah’a şükür, bu kadar sorunsallık içerisinde dik duruyoruz, unsurlu duruyoruz ve hak ve hukuk çerçevesinde, memleketler arası mutabakatlara uygun bir formda üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz.” dedi.
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Türkiye ile AB ortasında imzalanan 2013 yılında Geri Kabul Mutabakatına nazaran Türkiye üzerinden AB ülkelerine yasa dışı yollardan ulaşan üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’ye iade edileceğini ve bunun yanında da Türk vatandaşlarının vize almadan AB’ye seyahat edebilmelerinin yolunun açılacağını söz ederek, “Vizesiz seyahati bırakın, vize almak bile imkansız hale geldi lakin Geri Kabul Muahedesi pek hoş uygulamaya kondu. Bu tarihten itibaren Türkiye AB’nin güvenliğini sağlayan bir açık hava kampına döndü, milyonlarca mülteci akın akın Türkiye’ye gelmeye başladı.” değerlendirmesinde bulundu.
Yeşil Sol Parti Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş, seçim bölgesi Erzurum’un meselelerinden bahsederek, “İktidarın argüman ettiği üzere ‘dünya bizi kıskanıyor, yollarımız duble duble, hayat çok hoş, her şey yolunda, güllük gülistanlık gösteriyorlar’ ya, hiç de o denli değil. Erzurum’da hayat o denli değil.” dedi.
Daha sonra yapılan oylamada “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Ortasında Ulusal Şoför Belgelerinin/Sürüş Ehliyetlerinin Karşılıklı Olarak Tanınması ve Değişimi Mutabakatında Değişiklik Yapılmasına Dair Mutabakatın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi”, TBMM Genel Heyeti’nde kabul edildi.
Öte yandan yerinden kelam alan TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tutuklu olması nedeniyle yarın Hatay’da vatandaşların oturma hareketi yapacağını belirtti. Baş, Genel Heyet çalışmaları nedeniyle Hatay’daki aksiyonlara katılamayacaklarını lakin Genel Şura kapandıktan sonra Meclis’te milletvekili arkadaşlarıyla oturmaya devam edeceklerini söyledi. TİP’li milletvekillerine YSP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş ve birtakım YSP’li milletvekilleri de dayanak verdi.
Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, birleşimi 6 Temmuz saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı.
TİP’li ve YSP’li milletvekilleri, Genel Heyette bir mühlet oturduktan sonra salondan ayrıldı.