Sezai Karakoç’un meşhur şiirindeki Mona Roza, tek gül anlamına gelir. Ancak, Mona Roza şiiri akrostiş tarzda yazılmış olup, paragraf başlarındaki ilk harflerden Muazzez Akkayam ortaya çıkar.
Sezai Karakoç’un adına şiir yazdığı Muazzez Akkaya kimdir? Bu yazı ile bu karşılıksız aşkın yıllardır susan taraflarını rahatsız etmek isteğinde değiliz. Amacımız sevmenin büyüklüğünün şiire nasıl yansıdığını anlatmak…
Karakoç, 1950’de Mülkiye’de öğrenciyken yazmıştır bu şiiri. Ancak 2002 yılına kadar hiç yayınlamamıştır.
Buna karşın tam 50 yıl kuşaktan kuşağa aktarılmıştır bu etkileyici şiir. 60’larda daktiloyla, 70’lerde teksirle, 80’lerde fotokopiyle çoğaltılmıştır. Bu efsane şiir, bir aşk acısının yürek burkan sesidir.
NECİ FAZIL’DAN HİÇ AYRILMADI
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin (SBF) sınav sonuçlarını beklerken, Necip Fazıl ile tanışmak üzere yanına giden Karakoç, Kısakürek ile tanıştıktan sonra bir daha hiç ayrılmadı.
Karakoç, 1950’li yıllarda Büyük Doğu’nun sanat edebiyat sayfalarını yönetti, 1955’te ise üniversitenin maliye bölümünden mezun oldu.
Maliye Bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümünde 1955’te çalışmaya başlayan edebiyatçı, girdiği sınavı kazanarak 11 Ocak 1956’da maliye müfettiş yardımcısı oldu. Karakoç, 1959’da gelirler kontrolörü olarak İstanbul’a atandı, görevi gereği yurdun birçok yerini görme imkanı buldu.
Usta şairin ölüm yıl dönümü vesilesiyle ünlü şiiri bir kez daha hatırlayalım;
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar